ALLA BENİ PULLA BENİ – ÇIT ÇIT ÇEDENE

Alla Beni Pulla Beni Barış Manço’nun en sevilen şarkılarından, düetlerinden biri. Erkek kadının önüne dünyaları seriyor, yıldızlardan taç yapıp, denizleri kurutuyor da kadın alla beni pulla beni, al koynuna yar, daha da bişi istemem yar diyor.. Bir erkek bir kadına nasıl aşık olur da  kadın ondan daha ne ister ki minvalinde..

Ama “Alla Beni Pulla Beni”nin hikayesinden önce “Çıt Çıt Çedene” ile başlamam gerekir çünkü favorim odur. Sanırım herkes diğerini sevdiği için..

alla beni pulla beni

Kronolojik olarak da “Çıt Çıt Çedene” müziğiyle “Alla Beni Pulla Beni”nin atası sayılır.

“Çıt Çıt Çedene” 1963’te Harmoniler ile Çıt Çıt Twist olarak da okunmuş, inanılmayacak kadar güzel bir versiyon bu ilk hali.

1963`te çıkan bu 45liğin bir yüzünde “Dream girl” diğer yüzünde “Çıt Çıt Twist” bulunuyor.Harmoniler grubunda gitarda Mehmet Şahinbaş ve Şanal Pınar, davulda Batur Pere, piyano ve basta Osman Önder, saksofonda da Asaf Savaş Akat yer alıyor.

barış manço harmoniler

“Çıt Çıt Çedene” nin orjinali Yozgat Türküsü. 1983’te Barış Manço ve Kurtalan Ekspres düzenliyor bu türküyü Manço’nun 5. Plağı olan “Estağfurullah.. Ne haddimize” ile. Bu albüm aynı zamanda kapağında Kurtalan Ekspres adı yer alan son Barış Manço albümü. Ahmet Güvenç basıyla, Caner Bora baterisi, Bahadır Akkuzu gitarı, Celal Güven tumbasıyla eşlik ediyor Manço’ya.

Çıt çıt çıt çıt çedene de sar bedeni bedene
Dünya dolu yar olsa da alacağım bir tane

Ekin ektim çöllere de biçtirmedim ellere
Onbeşinde yar sevdim de sezdirmedim ellere

Çıt çıt çıt çıt çedene de sar bedeni bedene
Dünya dolu yar olsa da alacağım bir tane

Ekine biraz derlerde güzele beyaz derler
Her kime derdim yansam ben yana yana gez derler

Çıt çıt çıt çıt çedene de sar bedeni bedene
Dünya dolu yar olsa da alacağım bir tane

Ekin ektim gül bitti de dalına bülbül öttü
Ötme ey garip bülbül yarim ellere gitti

Çıt çıt çıt çıt çedene de sar bedeni bedene
Dünya dolu yar olsa da alacağım bir tane

Bu arada çedene “ne ola ki ne” diyerek araştırdım, kendir tohumuymuş. Seksenli yıllarda çedene yasaklanmış Yozgat’ta. İkide bir duyuru yapılırmış köylerde: “Dişi Hint keneviri yasak.Bostanında dişi Hint keneviri olanlar imha etsin.” Jandarma gelip tarlalarda denetim yaparmış.. Dişi Hint keneviri (çedene) bulunan bostanlarda tutanaklar tutulup çedeneler imha edilirmiş. Her halde türkünün kaynağı bu kafa. Çıt çıt çedene ye, sonra da sar bedeni bedene..

https://soundcloud.com/ergun-oz/bar-man-o-t-t-edene-erg-n-zel

Velhasıl bu türküyü, bu şarkıyı her haliyle çok seviyoruz.

“Dünya dolu yar olsa da alacağım bir tane”

Bu sözler “Alla beni Pulla Beni”nin sözlerinin toplamından daha manidar diyecektim ki Deniz Tüney’in “saçlarımı ellerinle okşa yeter yar” naifliğinin hakkını yememek lazım diye geçirdim içimden.

Anladığım kadarıyla “Çıt Çıt Çedene” müziği Barış abimize ilham oluyor, alıp şarkıyı “Alla Beni Pulla Beni”yi yapıyor. Maalesef sözlerdeki ilhamın kaynağını bulamadım.

Alla beni pulla beni
Al koynuna yar
Gözüm senden başkasını görmez oldu yar
Gönlüm senden birşey ister nasıl desem yar
Alla beni pulla beni
Al koynuna yar

Senin için dağları deler
Yol açarım yar
Senin için denizleri kuruturum yar
Senin için gök kubbeyi
Yerlere çalarım yar
Canım iste canım bile sana kurban yar

Dağlar taşlar uçan kuşlar senin olsun yar
Deniz ve yer gökler hepyerinde dursun yar
Gönlüm senden birşey ister nasıl desem yar
Alla beni pulla
Beni al koynuna yar

Saçlarına yıldızlardan taç yapayım yar
Bir nefeste güneşleri söndüreyim yar
Çıra gibi uğrunda ben yanayım yar
Canım iste canım bile sana kurban yar

Yıldızlar yerinde güzel bırak dursun yar
Saçlarımı ellerinle okşa yeter yar
Gönlüm senden birşey ister nasıl desem yar
Alla beni pulla beni
Al koynuna yar

Rüzgar olup ince beline sarılayım yar
Çimen olup ayağına serileyim yar
Sürme olup gözlerine sürüleyim yar
Canım iste canım bile sana kurban yar

Alla beni pulla beni
Al koynuna yar
Gözüm senden başkasını görmez oldu yar
Gönlüm senden birşey ister nasıl desem yar
Alla beni pulla beni
Al koynuna yar

“Çıt Çıt Çedene” ve “Alla Beni Pulla Beni” Türk müzik tarihinde aynı müzik ve altyapı kullanılmış, sözleri farklı ilk şarkı olabilir.

“Alla Beni Pulla Beni”nin bendeki hikayesi ise Çeşme’de bir düğün, sene 2009, aylardan da Haziran olmalı. Boğaziçi’nden çok sevdiğim iki arkadaşım Hakan ve Cihan Sakız’a bakan o zamanın Le Boquet’inde bu şarkı ile evlendiler. Onlara sormam lazım aslında şarkının hikayesi neydi. Çok tatlıydı bu şarkıyla playback düet yapmaları, o halleri de hala gözümün önünde.. Bu düğüne dair o şarkının hikayesi sadece bu değil benim için.  5 yılın sonunda ayrıldığım sevgilimle 3 ay aradan sonra ilk defa görüşüyorduk bu düğünde, haliyle düğünden kalan tek gülümseten anı bu şarkı, gerisi gözyaşı. Bir yanda bu şarkıyı birbirlerine ithaf eden bir çift, bir yanda denizin kıyısında biz. 5 yıl süren en büyük aşkımdan aklımda kalan ortak bir şarkı yok maalesef de bütün bir müzik türü var. Bütün o süre zarfında ona eşlik etmek için techno’ya alışmaya çalışmıştım. Sevdiğimi sanıp Madrid’de tek başıma techno festivali kovalamışlığım dahi vardır Jeff Mills dinleyeceğim diye. Sevdiğim techno değildi elbette, travma oldu beynimdeki yankısı. Corridor’da techno çalan, sadece müziğe değil kendime bile yabancılaştığımı farkettiğim bir gecenin sabahında da ayrılmıştık zaten. Şimdi düşünüyorum da aynı ritmi tutturabilseydik belki biz de Sakız Hanım’la Mahur Bey olabilirdik.

Güzel bir editle şarkıya dönelim..

https://soundcloud.com/focedits/baris-manco-alla-beni-pulla

“Alla Beni Pulla Beni”yi bu kadar güzel kılan sözleri, müziği ile Barış Manço tabi ama Deniz Tüney’in sesi değil de bir başka ses olsa bu kadar olur muydu bilemiyorum. Deniz Tüney Aliefendioğlu “Alla Beni Pulla Beni” yi henüz 19 yaşındayken seslendiriyor 1981’de, albümün adı “Sözüm Meclisten dışarı”

 Esra Keskin’in 2011 tarihli röportajından:

Deniz Aliefendioğlu, 5 yaşından beri müzikle uğraşan bir piyanist. Aslen İstanbullu. Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Kompozisyon bölümünden mezun. 1985’te, yani mezun olduktan sonra çeşitli film, dizi, reklam ve tiyatro oyunlarının müziğini yapmış. Kültür Bakanlığı tarafından çıkarılan, Esin Afşar’a ait Yunus Emre ve Mevlana kasetlerinin de aranjörü. Şimdiyse Urla’da müzik hocalığı yapıyor, piyano dersleri veriyor. Barış Manço ile kardeş torunları. Ama kimse ne bu ayrıntıyı biliyor ne de Deniz Tüney’in o şarkıdaki vokalist olduğunu. Eşi bile evlendikten sonra öğrenmiş. Kendini övmeyi, anlatmayı sevmiyor. İnsanların onu tanımamasıyla ilgili hiçbir kaygısı yok. Hiçbir zaman olmamış. “Alla beni, pulla beni’den başka seslendirdiği şarkı var mı?” diye sorarsanız, o da yok. “Ben ses değil bestecilik eğitimi aldım.” diye açıklıyor sebebini. Peki, o şarkıyı niye seslendirdi dersiniz?

“1981 yazıydı. Levent’te oturuyorduk. Kapı çaldı. Barış gelmiş. ‘Buyur içeri.’ diyorum. Öyle kapıda duruyor. ‘Neden duruyorsun, gelsene.’ dedim. ‘Ben değil, sen geliyorsun.’ dedi. Nereye? Stüdyoya. Ne yapacağız? Şarkı söyleyeceksin. ‘Ben piyanistim, ses eğitimi almadım, olmaz söyleyemem.’ diyorum. Ama takmış kafasına ‘Sen söyleyeceksin.’ diye. Tuttu kolumdan stüdyoya götürdü beni. Albümdeki tüm şarkılar tamamlanmış. Bizim şarkımızda da, Barış kendi kısmını söylemiş. Bir tek benim bölüm kalmış. Sözleri, notaları verdi. ‘Hadi geç kayda.’ dedi. Bir baktım notalara, inanılmaz tiz, ‘Mümkün değil söyleyemem.’ dedim. Ama Barış bu, dinletemedim. Girdim kayıt odasına, söyledim. Ve oldu. ‘Nasıl oldu’ diye sormayın inanın bilmiyorum.”

‘Sözüm Meclisten Dışarı’ albümünün lokomotif parçası, ‘Ademoğlu kızgın fırın, Havva kızı mercimek’ olur diye beklenirken, ‘Alla beni, pulla beni’ olmuş. Bu yüzden albüm tanıtımı boyunca, konserlerde, fuarlarda hep Barış Manço’nun yanında yer almış. Bunların dışında birçok şarkının bas, davul, klavye, piyano partilerini hazırlamış. Kendi deyimiyle akrabalıktan öte müzikâl bir bağ oluşmuş aralarında.

Barış Manço’nun eski şarkılarını yeniden yorumladığı Mançoloji albümünün de ilginç bir hikâyesi var. ‘Alla Beni Pulla Beni’ şarkısının bu kaydında da birincisine benzer bir süreç yaşanmış. Barış Manço bütün şarkıları yeniden okumuş, kayıtlarını yapmış. Geriye kalan tek şarkı, yine ‘Alla Beni Pulla Beni’ olmuş. Fakat Deniz Hanım, 1999’da İstanbul’da değil. Eşi komando olduğundan Adana’da yaşıyorlar. Barış Manço yine “Ben bu şarkıyı Deniz’den başkasıyla söylemem.” demiş. Ama Kemal Bey İstanbul’a gitmek için askeriyeden bir türlü izin alamıyor. Barış Manço ne yapmış dersiniz? Dönemin Genel Kurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu’nu aramış, Kemal Bey için 5 günlük izin koparmış. Böylelikle şarkı tekrar yorumlanmış.

Deniz Hanım, ailesinin yanında birkaç gün daha vakit geçirmek için İstanbul’da kalmış. Ertesi gün Lale Manço, Deniz Hanım’ı yemeğe çağırmış. Sohbet ettikleri sırada Barış Manço, eşini aramış. Lale Manço, Deniz Hanım’la birlikte olduklarını söyleyince, “Sakın bırakma onu, akşam bizde kalsın, özleştik, hasret giderelim. Ben 1 saate kalmaz geliyorum.” demiş. Ancak aradan yarım saat bile geçmeden, televizyonda Barış Manço’nun hastaneye kaldırıldığı ile ilgili alt yazıyı gören Doğukan Manço’nun çığlıkları ile irkilmişler. Hastaneye gittiklerinde her şey için çok geçmiş. 57 yıllık çınar hayata gözlerini yummuş çoktan. Bir kez daha özlem gideremeden…

Deniz Hanım, Barış Manço’yu son kez görememiş olsa da, gözleri dolarak içinin rahat olduğunu söylüyor: “Benden son isteğini yerine getirebildim ya içim biraz olsun rahat. 29 Ocak’ta şarkıyı söyledim. Albümü tamamladık. 31 Ocak gecesi ayrıldı yanımızdan. Çok erken veda etti bize, 57 yaşındaydı. Daha çok ihtiyacımız vardı ona. Yalnız benim değil eşinin, çocuklarının, herkesin, Türkiye’nin…”

Barış Manço ölümünden 20 saat önce Paparazzi’ye verdiği röportajında da stüdyoda Deniz Tüney ile beraber:

http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/64360/baris-manco-son-roportaji-paparazi-1999

“Kapatıyoruz dükkanı” diye anlatıyor son albümü “Mançoloji”yi..”Artık yeni albüm yapmayı düşünmüyorum, Tükiye’nin içinde bulunduğu ortam benim albüm yapmamı gerektirmiyor, bir üzüntü var tabii, hayatım boyunca hep doğruları anlattım ama artık çok farklı bir yerdeyiz. Patırtılı kütürtülü, uzlaşmaz, kavgalı, çözümsüzlüğü arayan bir yaşam felsefesini benimsemiş bir ortamda benim şarkılarıma kimsenin ihtiyacı yok diye düşünüyorum diyor. Ben de daha huzurlu bir ortam istiyorum” diyor ölümünden önceki son röportajında.

Hakikaten de bu albüm ve bu röportaj ile dükkanı kapatıyor. Yaptığı müziğe “dükkan”ı olarak yaklaşacak son insan o herhalde, Barış Manço ve o son dönemin ardından müzik piyasası dükkandan geçilmez oldu, her şey gibi AVM’ye döndü.

Röportajında kırgın ve ümitsiz.. Bizimse aradan geçen onca zamandan sonra ne zaman huzur arasak, ne zaman en güzel müziği, en naïf duyguları bulmak istesek hala onun şarkılarına ihtiyacımız var. Ve bizi sorarsan Barış Abi, 16 sene oldu sen gideli, evet hala daha patırtılı kütürtülü, hala daha uzlaşmasızız.